Kendini ne tür bir insan olarak gördüğüne inanmak, gerçekte kim olduğundan daha önemlidir. İnsanlar bu inançla yönlendirilerek, yavaş yavaş başarıya ve mutluluğa doğru ilerlerler. Bu yüzden felsefi açıdan, "ben kimim" sorusu hayatımız boyunca bizimle birlikte olacaktır. Bu soru, inişlerimizi ve çıkışlarımızı belirler, sevinçlerimizi ve üzüntülerimizi yönlendirir, doğumdan ölüme kadar bizimle birlikte olur. Bir kahraman, kahramanlık eyleminde bulunmadan önce, derin bir içsel inançla kendinin bir kahraman olduğuna inanır. Bu yüzden kural şudur: Önce içsel bir kahraman inancı olmalıdır, ardından dışsal kahramanlık eylemi gelir. Sosyal yaşamda basit bir kural vardır; bir kişi kiminle kıyaslanıyorsa, o kişinin kim olduğu belirlenir. Düşünün; güçlülerle kıyaslananlar giderek daha güçlü hale gelir, zayıflarla kıyaslananlar ise kesinlikle daha zayıf hale gelir.